Herşey ilginç başlamıştı zaten. Önce izmir’de Thy’nin salonuna ulaşabilmek için geçilen kontrolden geri çıkış. Ardından Istanbul havalimaninda uzun bir yürüyüş sonucu ulaşabildiğim kapı. Rahat bir uçusun ardından Belgrad semalarında şehrin görüntüsü garip izlenimler sunmakta. Size tavsiyem bu taraflara gelecek olursanız eğer mutlaka uçağın sağ tarafında ve kanadın on kısımlarında oturmanız olacaktır. Son alçalma esnasında şehrin görüntüsü beni büyüledi. Yeni kurulmuş şehir ile eski şehrin yakınlığı ve tezat görüntüsü harika. Sava nehrinin üstünde bulunan evler beni bir anda şaşırttı. Sonradan öğreniyorum ki bu evlerin bir kısmı yazlık bir kısmı ise daimi ikamet olarak kullanılıyormuş.
Inişten sonra ilk istikamet pasaport kontrolü. Beni asıl meraklandıran ise buraya gelirken ne dönüş bileti ne de herhangi bir otel rezervasyonu, davetiye gibi standart belgelerin yanımda olmaması. Taptaze, yepisyeni pasaportumu gören gümrük polisi son derece soğuk bir tavırla bana dönüş biletimi soruyor. Kendisine bir süre Sırbistan’da kaldıktan sonra Hırvatistan’a geçeceğimi oradan yolculuğuma devam edeceğimi söylediğimde yüz ifadesinden pek hoşnut kalmadığını anlamak oldukça kolay oluyor. Ardından bir umut davetiyem olup olmadığını sorduğunda tekrar olumsuz bir cevapla şaşırıyor. Kendisine burada bir arkadaşımda kalacağımı ve arkadaşımın beni beklediğini söylüyorum. CS’ten beni davet eden Dragana’nin telefon numarasını istiyor ve bana bankta oturup beklememi söylüyor.
Bundan sonrası pasaport kontrol noktasında sırtımda çantam ile belirsiz bir bekleyişle geçiyor. O sırada adamın birini yanda bulunan bir odaya alıyorlar. Pasaportumu kontrol eden polis odaya alınmış olan adamın yanına bir sürü belge ile gidiyor, bir şeyler konuşuyor, dışarıya çıkıyor bir süre sonra tekrar bir sürü belge ile geliyor konuşma devam ediyor.
Yaklaşık 45 dakika heyecan içinde bekledikten ve ne olacağını kestiremedikten sonra yanıma oldukça nazik sivil polis geliyor. Elinde pasaportum ve fotokopisi var. Nazikçe bana selam verdikten sonra Sırbistana ilk defa mi geldiğimi soruyor. Bu soru karşısında hemen eski pasaportumu çıkartıp gösteriyorum. Sırbistana ilk gelişim olduğunu fakat hali hazırda içi vizeler ve gümrük damgalarıyla dolu pasaportumu gösterip bol bol seyahat ettiğimi belirtince görevlinin birden yüzü gülüyor ve çok içten bir şekilde beni beklettikleri için özür diliyor. 🙂 Meğerse bomboş pasaportumu gördüklerinde ilk defa yabancı bir ülkeye seyahat ettiğimi düşünüp durumu araştırmak istemişler. Böylece benim de polislerin de içi rahatlıyor ve giriş damgasını basıp Sırbistana adım atmamı sağlıyorlar.
Ve yolculuğumun en özel anını yaşıyorum. Nikola Tesla havalimaninda kendimle yapayalnız adımlar atıyorum. Ilk iş para bozdurmak oluyor. 1 euro yaklaşık 102 dinar civarında. Para bozdurup hemen MTS marka sim kart alıp telefonuma takıyor ve yanında kalacağım CS hoştum olan Dragana’yi arayarak ülkeye geldiğimi herseyin yolunda olduğunu birazdan yanında olacağımı bildiriyorum. Sim kart 200 dinar ve herhangi bir büfe veya tekel bayiinden alınıp direkt olarak kullanılabiliyor.
Nikola Tesla havalimanindan merkeze gitmek için büfeden 60 dinar karşılığı bilet alıp 72 numaralı otobüse biniyoruz. son durak merkezde. Buradan her yere ulaşım sağlanabiliyor Otobüste garip bir bilet uygulaması var. Otobüse istediğiniz kapıdan binebilirsiniz. Elinizdeki bileti icerde bulunan küçük bilet makinasina sokup çıkarmanız gerekiyor. Fakat bunun için herhangi bir kontrol mekanizması yok. Tamamen size kalmış bir durum. Öğrendiğim şey zaman zaman sivil görevliler otobüse binip bileti makinaya okutturup okutturmadığınızı kontrol ediyorlarmış. Fakat bir turist olarak elinizde kullanılmamış bir biletiniz varsa kontrol edilene kadar her otobüse tekrar tekrar bilet almadan binebilirsiniz 🙂
Yolları gayet düzenli ve trafiği genel anlamda rahat bir şehir Belgrad. Insanlar gerçekten sıcak kanlı, yardıma açık.
Gece Dragana ile arkadaşlarıyla buluşmaya çıktık. Yer altında ufak sayılabilecek arkadaşça bir ortama sahip çok hoşuma giden bir rock bardaydık. Siyah birayı tavsiye ederim. 120 dinarlık fiyatı da gayet uygun. Geleneksel içkilerden işe rakı dedikleri meyvelerden yapılan sert içkileri mevcut. Tekila bardaklarında yanında bir bardak su ile servis ediliyor. Ilk shoti içtiğimde bir anda kendimi bir dragon gibi hissetmeme sebep oldu. Sert fakat içimi keyifli olan bu rakılardan 3-4 shot gecenizi sarhoş geçirmenize sebep olabilir.
500 yıllık ortak geçmişimizden kaynaklı olsa gerek Sırpça ile Türkçede ortak kullanılan bir çok kelime var. `Mermer, haydi, aman, somun, pamuk` bunlardan ilk gün karşılaştıklarım.
Günün Kelimesi: Hvala – Teşekkür ederim.
Gunun Sarkisi : Tom Waits – Hearthattack and Vine
Bilgiler için teşekkürler, Belgrad’a gitmeyi düşünüyoruz 2 arkadaş. En büyük sıkıntımız ve tek bizi korkutan internet bağlantısı. Neredeyse günlük 1gb rahat harcarız. Belki biraz daha fazla.
Veri bağlantısı ücretleri ne kadar?
Bunu görebileceğimiz bir internet sitesi mevcut mu veya bir bilginiz varmı?
Tur ile gitmeyi düşünüyoruz ayrıca. Ne yapmalıyız?
Merhaba;
Turist olarak burada ön ödemeli sim kart alarak bağlantı kurabilirsiniz. Bu konuda farklı paket seçenekleri var. Önerim MTS firmasının “Super Tourist SIM” paketidir. Yaklaşık 18 dolar karşılığı 4g hızında 10 gb kota sunuyor. MTS dükkanlarından birine uğrayarak satın alır almaz kullanıma başlayabilirsiniz. Detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz MTS Sayfası
Belgrad a kisin mi gittiniz? Ben Şubat ayı başında gitmeyi düşünüyorum acaba çok mu soğuk olur? Malum Balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı hava 🙂
İlk olarak Ocak ayında gitmiştim. Şubat’ta gerçekten soğuk olur fakat bu sizi korkutmasın. Sıkı kıyafetler ile Şubat’ın tadını çıkarabilirsiniz.
Şu yazıya göz atmanızı öneririm https://yoldakal.com/seyahat-hazirlik/
çok güzelmiş gerçekten kilisenin görüntüsüne bayıldım.
Teşekkür ederim.