Batum: Uzun ve Zorlu Bir Yolculuk

Ha bugün ha yarın, ha haftaya derken sonunda Kıyı Kıyı Anadolu seyahatim için ilk adımı atabildim. Yola çıkmadan önce planım İzmir’den otobüs ile Hopa‘ya gidip bir iki gün kaldıktan sonra yürümeye başlamaktı. Yola çıkmayı düşündüğüm hafta TRT Belgeselde yayınlanacak olan “Büyük Yolculuklar” adlı belgesel serinin çekimleri için Ankara’ya davet alınca yolculuğa hiç beklemediğim bir şekilde başlamış oldum. Ankara’ya doğru başlayan yolculuğun Batum yönünde ilerlemesi benim için de süpriz oldu.

İzmir’de son hazırlıklarımı tamamlayıp çantamı hazırladıktan sonra Ankara’ya doğru yola çıktım. Klasik bir otobüs yolculuğu sonucu Ankara’ya ulaşabildim. Belgesel çekimleri bahane oldu, uzun yıllardır görmediğim dostlarımla birlikte harika vakit geçirme fırsatını da elde ettim. 2 yıl sürecek seyahatim öncesi arkadaşlarımla hasret gidermek, yeni arkadaşlarla tanışmak moral ve motivasyonumu yükseltti. Kafamda saçma bir şekilde dolaşan kaygılarımı azalttı.

Ankara’da vakit geçirirken Hopa’ya direk gitmek yerine önce bir kaç gün Trabzon’a uğramayı ve ardından Hopa’ya giderek yürümeye başlamayı düşündüm. Yine de otobüs bileti almak için hiç bir girişimde bulunmadım. İçimden bir ses hep “bir dur bakalım daha vaktin var nasılsa, hemen alma biletini” dedi durdu. Böyle böyle üç, dört gün geçirdikten sonra bir anda zihnimde “Batum” diye bir fikir çaktı. Evet neden olmasındı ki. Zaten Hopa’ya gelmişken Batum’a gider gelirim diyordum. Onun yerine önce Batum’a gidip oradan batıya ilerlemek daha mantıklıydı. Böylece Batum biletini alıp hiç planlamadığım bir yolculuğa çıktım.

Ankara – Batum Otobüste 16 Saat

Ankara’dan Batum yönüne giden çok fazla otobüs firması yok. Ufak bir araştırma sonucu fiyat avantajı olduğu için Ulusoy turizmi tercih ettim. Ankara’dan her gün saat 18.00’de hareket eden otobüs için bilet ücreti 75 TL. Bileti ofisten alırsanız fiyat 80 TL oluyor.

Bir kez daha toplanma vakti.
Bir kez daha toplanma vakti.

90’lı yılların havalı, VIP firması Ulusoy bir takım sebeplerden olayı eski ihtişamını tamamen kaybetmiş. Otobüsün durumu bir çok firmadan daha kötüydü. İç donanım eskimiş, malzemeler kalitesiz olsa da hizmet veren çalışanların yardımseverliği, ilgisi ve çabaları bu durumu göz ardı etmeme sebep oldu. Otobüsün güzergah üzerinden bir sürü yerde durması kimi kişiler için istenmeyen bir durum olarak görülebilir. Benim için ise sık sık durup hava almak hoşuma gitti.

Batum'a doğru hareket ederken "Ne yapıyorum lan ben!" halim.
Batum’a doğru hareket ederken “Ne yapıyorum lan ben!” halim.

Yaklaşık 14-15 saatlik bir yolculuğun ardından Sarp sınır kapısına ulaştık. Şimdiye kadar bir çok kara sınırını yürüyerek, otobüsle ve otostop yapıp araçla geçtim. Kara sınır kapıları çok ciddi uygulamaların olmadığı, trafik sebebiyle işlemlerin hızlı ve kolay yapıldığı yerlerdir. Şimdiye kadar otobüsle geçtiğim karayolu sınırlarında muavin pasaportları toplar, sınır polisine teslim eder. Polis hızlı bir şekilde giriş işlemlerini yaptıktan sonra otobüse gelip tek tek pasaportları teslim eder. Nadir de olsa bazen bir polis otobüse binerek pasaportları kontrol ederek teslim alır.

Fakat Sarp sınır kapısında durum farklı. Sınır kapısının girişinde otobüsten inerek tüm eşyalarınızı almam gerekti. Daha sonrasında ise vezne adı verilmiş yerden 15 tl karşılığı ülkeden çıkış CEZASInı ödeyerek utanç pulumu aldım. Gürcistan’a nüfus kağıdı ile gitmek isteyenlere çıkış pulunun yapıştırıldığı ufak bir bildirim formu veriliyor. Ben pasaportla gireceğimi söyleyince sadece pulu alarak devam ettim.

Nüfusla Gürcistan’a gitmek isteyenler aldıkları formu doldurduktan sonra sınır polisine gitmeleri gerekiyor. Bu konuda her yerde uyarı olmasına rağmen halen elinde boş form ile polise gidenlerin olduğunu görmek umutlarımdan eksilmelere sebep oldu. Çıkış işlemimi hızlı bir şekilde yaptıktan sonra beni uzun bir yürüyüş beklediğini nerden bilebilirdim ki. Upuzun bir bölümden yürü allah yürü, gözlerim Gürcistan kontrol noktasını arıyor fakat ona benzer hiç bir şey göremiyordum.

Arada gümrük mağazasına uğrayıp bir kaç ihtiyacımı satın aldım. Mağazanın girişindeki uyarı ise dikkate almaya değerdi. Gürcistan’da 3 günden daha az kalanlar dönüşlerinde tütün ve alkol gibi ürünler taşıyorlar ise bunlar gümrük işlemlerine ve vergiye tabi tutuluyormuş. Gürcistan’a gidip ucuz tütün ve alkol alarak geri dönmek isteyenler bu uyarıyı dikkate almalı. Ayrıca Türkiye’ye dönüşte et ürünlerini ülkeye sokmak da yasak.

Gümrük mağazasını da geçtim ve önümde uzanan uzun yolu yürümeye devam ettim. Tahminim bir kilometre kadar bir yol yürümek zorunda kalmak, uzun yolculuğun ardından hiç hoş olmadı. Gürcistan tarafına geçmek için ise araç yolunun karşısına geçip bir binadan girmem ve garip kavisli, kaygan koridordan yürüye yürüye kontrol noktasına varmam gerekti. Burada sınır polisi Türkçe konuştu ben Sırpça (Rusça benzeri) cevap verdim, gülüştük ve sınırı geçtim geçmesine de işlemler bitmiyor.

Sırtımdaki koca çantada ne olduğunu soran polise cevabım “moja kuça – evim” oldu. Belki bu yüzden belki başka sebepten bana pek de hoş olmayan soğuk bir tavırla çantamı X-ray’e koymam gerektiğini söyledi. Tüm bu eziyetin ardından kendimi dışarıya attım. Bir sürü taksi ve arabanın beklediği alanda otobüsü beklemeye başladım. Yanıma yaklaşan bir taksici ile sohbet ederken bana dedi ki “otobüste kimse yoksa Batum’a kadar gitmez. Az ilerde benzinlikten deposunu doldurup geri döner. İstersen seni Batum’a kadar 20 Lari’ye götürebilirim.” (Not: Temmuz 2014 itibari ile 1 Lari = 0,8 Lira) Ben de deneyimli gezentiyim ya gayet net ve emin bir şekilde “yok sağol benim otobüs Batum’a kadar gidecek” dedim. Çakallık yapıp 20 Lari’yi kurtardım. Ya da ben öyle sandım….

Batum Yolunda Araç Beklemek

 Beklediğim yerde otobüsün önümden geçip gitmesinin ardından çantayı hızlıca sırtladığım gibi “Huoopp!” nidaları ile koşturarak otobüsü zorla durdurmak zorunda kaldım. Otobüsteki tek yolcu bendim ve şöför sağolsun sağına soluna bakmadan yoluna devam etmekte bir sakınca görmemişti. Tüm yolculuğun en rezil anı diyebilirdim. Zaten sınırı geçerken 4-5 kez çantayı indirip sırtıma almak zorunda kaldığım yetmezmiş gibi bir de sırtımda 20 kg ile koşturmak hiç eğlenceli değildi. Zorla duran otobüse atlayıp bir nefes aldıktan sonra şöförün sorusu ile irkildim: “Nereye gidiyorsun sen?” Cevabım son derece net ve kısa oldu: “Batum’a, bilette yazan yere.”

Ve bunun üstüne sanki son derece normalmiş gibi otobüsün Batum’a kadar gitmediğini söyleyen şöför “merak etme benzinliğin oradan minibüsler geçiyor, biner gidersin” demesi bende derin bir nefes ihtiyacına sebep oldu. Yola çıkmıştım, 2 yıl boyunca yürüyeceğimi düşünerek standart uygulamamın dışına çıktım ve “olur benim için sorun yok” cevabını verdim.

Beş dakika sonra vardığımız benzinlikte para bozdurup Lari aldım ve yolun kenarında minibüs beklemeye başladım. Kısa süre içinde minibüsler geçse de yan camlara yapışmış kalçalardan anladığım kadarıyla bırakın çantaları göbeğime bile yer olmadığını görmek hayal kırıklığımın sebebi oldu. Derin bir nefes daha, boşver lan dedim, nasılsa 2 yıl dağlarda tepelerde yürüyeceksin, biraz bekle bakalım neler olacak diye düşünmeye başladım. Tam o sırada bir taksinin kornasına karşılık elimi kaldırdım. Gideceğim yere kadar 15 Lari alacağını söyleyen şöförle de ramazan sebebiyle pazarlık etmeden çantamı arka koltuğa atarak yola koyuldum.

Dinlenme Vakti: Batumi Hostel

Tüm bu olan bitenleri gerçekten de umursamadan üç gün konaklayacağım Batumi Hostel‘e vardım. Oldukça merkezi bir yerde olduğu için taksici kolayca yeri buldu. Hostel oldukça uygun fiyatlı ve gayet temiz. Hostelin sahibi coğrafi bilimler hocası tatlı bir teyze. Hostelin her köşesi ile bir anne edasıyla ilgileniyor. İki kişilik özel odaların yanında 10 kişilik oda da bulunuyor. Ben fiyat ve sosyal hayat avantajı sebebiyle 10 kişilik odada yer ayırtmıştım. Günlük 15 Lari = 12 TL son derece uygun bir fiyat. Hostel çalışanları son derece yardımcı, İngilizceleri iyi ve dost canlısı insanlar. Ortak alanda konforlu ev tipi koltuklar, yeterli miktarda priz, WiFi, eksiksiz bir mutfak ve iki katta da tuvalet – banyo mevcut.

Tek kötü yanı binanın ve odaların küçük olmasını sayabilirim. Hostel dolu olduğunda biraz bunaltıcı olabilir. Her katta tek bir tuvalet – banyo bulunması özellikle sabah saatlerinde beklemeye sebep olabilir. Fakat bu durum fiyatını ve merkezi konumunu düşününce çok da önemli olmuyor.

Ankara’dan Batum’a ulaşmak için uzun ve heyecanlı bir yolculuk yapmam gerekti. Şehre gelince tüm yorgunluğum bir anda kayboldu. Hosteldeki ilginç karakterler ise bir kez daha yolculuğun güzelliklerini karşıma serdi. Uzun bir aradan sonra tanımadığım yerlerde, tanımadığım insanlarla iletişim kurmak keyfimi yerine getirdi.

2 YORUM

  1. Vay be abi. Yazım tarzını çok beğeniyorum, sanki ben gitmişim gibi hissediyorum. Severek takip ediyorum, yolun ve bahtın açık olsun..

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.