Seyahat, Stres, Motivasyon Üçgeni

Schengen vizemi aldım, Fransa’ya ulaştım, okyanusu geçeceğimiz yelkenli teknede kaptan ile konuştuk, anlaştık, nasıl çıkış yapacağımı, ne zaman hareket edeceğimizi kararlaştırdık. Buraya kadar herşey çok keyifli çok güzel fakat stres yeni başlıyor.

Sadece 3 gün sonra liman gümrüğünden çıkış işlemini yapıp tekneye geçeceğiz. Birkaç günde son hazırlıkları tamamlayıp Cebelitarık’a doğru yelken açacağız. Ardından hedef Kanarya Adaları’na ulaşıp buradan yelken açıp Barbuda Adası’na ayak basmak. Sonrası hakkında en ufak bir fikrimiz yok. Güney Amerika için öngördüğümüz. seyahat süresi bir yıl kadar.

Eminim buraya kadar okuyan, beni takip eden herkesi heyecan içinde bırakan, son derece ilginç ve çekici bir hikayemiz var. Kaldı ki günler geride kaldıkça ve hareket zamanı yaklaştıkça işin boyutu da değişiyor.

Cuma günü Schengen vizemin süresi bitiyor. En ufak bir aksiliğe yer yok. Çıkışımı yapıp tekneye geçmiş olmam gerek. Hareket günümüz pazar.
Hareketten sonra ilk durak Ispanya’ya bağlı Cebelitarık limanı. Burada bir süre konaklayıp uygun zamanda Atlantik’e geçeceğiz. Burada da bir ihtimal vize konusunda sıkıntı yaratabilirler diye duyumlar aldım. Başıma gelecek en kötü senaryo benim tekneden inmeme izin vermemeleri olur. Çok umrumda olmasa da ekibin moralini kötü yönde etkileyebilir.
Bir kez daha lafta kalan seyahat özgürlüğü ve anlamakta zorluk çektiğim uygulamalar.
Cebelitarık sonrası pek rahat. Herhangi bir sıkıntı yaratacak yer yok.

Yalın

Bu teknik meseleler dışında bir de okyanusa 20 metre bir yelkenli ile açılma fikri var. Kanarya Adaları’ndan sonrası yaklaşık iki hafta hiçbir kara parçası görmeden, 20~30 metre dalgaları aşarak geçecek. Gecesi var, gündüzü var, yağmuru var, çamuru var. Büyük bir bilinmezlik benim için. Korku yakamdan düşmüyor.

Herşeyi atlatıp Güney Amerika’ya ulaştığımız zaman içim rahatlar sanıyorsun değil mi?
Yanılıyorsun!
Film asıl o zaman başlayacak. Nereye gideceğiz, nerede kalacağız, kısacası ne bok yiyeceğiz belli değil. Kısacası BILMIYORUZ!
Biliyor olsaydık belki de gitmezdik.
Hava birkaç gündür kapalı, serin, depresif. Kış saati denen aptal uygulama yüzünden erken kararan hava ekstra gıcık ediyor. Bütün bu bilinmezlik, bulutsuzluk özlemi, üç beş gündür süren garip alerjik burun akıntısı, kırgınlık, uykusuzluk, çok hızlı yer değiştirme vs…

Sonuç hafif anksiyete, stres ve kronik halsizlik, mutsuzluk. Biliyorum ki birkaç güne geçer gider. Bu günler kendimi fazla salmadan motivasyonumu yüksek tutmaya çalışıyorum. Bol bol okuyorum. Fotoğraflara bakıyorum. Neler yapmışız lan diye böbürlenerek keyfimi yerinde tutmaya çalışıyorum.

2 YORUM

  1. Sonunda bir makale. Motivasyon yüksek tutula, rotadan ödün verilmiye. Git be abi, gez. Gez de biz de seninle beraber gezelim, görelim 😀

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.