Okyanus Ortasında Patlayan Yelkenler

Bundan tam 4 gün önce yelkenleri toplamış, seyrimize ara vererek okyanusta yüzmeye cesaret etmiştik. Detayları Atlantik Okyanusunda Yüzmek başlıklı notumda okuyabilirsiniz. O keyifli günün ardından birer birer aksilikler ortaya çıktı. Önce yerini yadırgayan spinnaker günde 2-3 kez halat kopararak bize harika bir egzersiz fırsatı sundu. Ardından spinnakerı kıskanan diğer yelkenler de birer birer yerinden çıkmaya, patlamaya başladı.

Seyyahın Seyir Defteri
07 Ocak 2013

Atlantik Okyanusu ortasında iken her sabah halat kopararak bizi uğraştıran spinnaker dün gece ana direğe bağlandığı yerden koparak adeta intihar etmişti. Yerine kullanmak üzere taktığımız cenovanın (ön yelken) da akşamına kopacağını kim bilebilirdi ki? Artık yola mini fırtına yelkeni, esmeyen rüzgar ve akıntı ile devam ediyoruz.

Yırtılan spinnaker öylece havuzlukta durdu. | Atlantik Okyanusu
Yırtılan spinnaker öylece havuzlukta durdu. | Atlantik Okyanusu

Sabah her zamanki gibi 10-12 nöbeti bende. Bütün gece öyle şiddetli sallandık ki kimse uyku uyuyamadı. Sabah ilk işimiz baş güverteden cenovayı (ön yelken) çıkartmak oluyor.

Rulo halinde upuzun bir yelken. Bağlantılarını yaparken görüyoruz ki alt kısmında bulunan koruyucu bantlarda ve tepe bağlantı yerinde deformasyon söz konusu. Lauren bunlara işaret ederek yelkenin uzun süre dayanmayacağını söylüyor. Bağlantıları yapıyoruz ve yelkeni açıyoruz. Şansımız bir kere kötüye gitmeye başladı ya, bugün de rüzgar sürekli yön değiştiriyor. Bunun sebebi ise 4-5 mil güneyimizde yağan yağmur. Rüzgar yelkeni doldurmak ile doldurmamak arasında kararsız. Bir türlü hız alamıyoruz. Yavaş kalmamız ve birkaç gündür esen şiddetli rüzgar sebebiyle dalgalar tekneyi resmen ceviz kabuğu gibi sallamaya devam etti bütün gün.

Akşam üstü kamarada uyumaya çalışırken birden kopan gürültü ve ardından güverteden baş tarafa doğru koşturma sesleri bir kez daha yelkenin koptuğuna işaret ediyor. Hemen dışarı fırlıyorum. Koca yelken kontrolden çıkmış deli dana gibi oradan oraya savruluyordu. Zor bela yelkeni rulo yapıp açılmasını engellemek üzere bağladık. Yapacak çok birşey yok. Bu sefer de törenle cenovayı indirip iskele tarafına boylu boyunca uzatıyor ve tekneye bağlıyoruz.

Spinnaker parçasının pervaneye dolanması yüzünden motoru kullanamıyoruz. Su çok çalkantılı ve dalgalar çok yüksek olduğu için teknenin altına girip pervaneyi kurtarmak mümkün değil. Artık elimizde işe yarar tek malzeme fırtına yelkeni var. O da 20 knot altındaki rüzgarda hiçbir işe yaramıyor. 10-15 knot rüzgar ve dev çalkantılı dalgalar eşliğinde bir gece daha akıntıya bırakıyoruz kendimizi. Moraller her geçen saat daha da düşüyor. En azından yiyecek ve su ile ilgili sıkıntımız yok. Bu yüzden en kötü senaryo ile akıntıyla birlikte saatte 3 knot hız yaparak 15 günde adalara varabiliriz. Matematiksel olarak bir sıkıntı olmasa da pratikte deli dana gibi sallanan teknede uzun süre vakit geçirmenin sinir sistemine hiç iyi gelmeyeceği kesin görünüyor.

1 Yorum

  1. Bu harika bir yolculuk! okyanusta küçük bir teknede olmak zaten cesaret isteyen bir durum, bir de aksaklıklarla uğraşmak durumu iyice unutulmaz kılmış! Yazıları daha yakından takip ediyor olacağım!

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.