Öylesine izole kabileler var ki bunları ne ansiklopedilerde ne de belgesellerde görebilirsiniz. Dış Dünya ile hiç bir bağlantı kurmamış, muhtemelen biz “medeni?!” insanlardan bihaber izole hayat yaşayan kabile ve toplumların hayatları son derece basit görünse de bizlerden çok daha ileri hayatta kalma becerilerine sahipler.
Şehir hayatının karmaşası size de zorlu, sıkıcı ve zaman zaman anlamsız geliyor mu? Medeni dediğimiz yaşam tarzı çoğumuz için zorluklarla ve bir tür yaşam savaşıyla dolu. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler yaşayanlar için karmaşa içinde geçen günler sıkıcı olabiliyor. Bu karmaşadan uzaklaşmak, sakin bir süre geçirmek için seyahate çıkıyoruz, şehirlerden uzaklaşıyoruz ve kamp yaparak mümkün olan en basit şekilde yaşamayı öğreniyoruz. Bir çoğumuz şehirlerimize geri dönse de bazıları medeniyete uzak köy, ada gibi yerlere yerleşerek basit hayat tarzını seçiyor. Dünya üzerinde modern dünyadan uzak kabileler ve topluluklar olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Yana İnsanları
1911 yılında California, Oroville’in yakınlarında bulunan bir ormanda Ishi adlı bir Yana’ya rastlanır. California çevresinde bulunan Yanalar günümüze kadar kendilerine özgü yaşam tarzını korumuş, Amerikan veya Avrupa tarzı kültürün tamamen dışında kalabilmiş son kızılderili topluluğudur. Adı sorulduğunda “Benim bir adım yok çünkü çevrede bana ad verecek kimse yoktu” diye cevap veren Yana’ya daha sonra “Ishi” adı verilir. Yana dilinde Ishi “Adam – İnsan” anlamına gelmektedir.
Ishi ve ailesi modern insanın yaşam tarzının kurbanı olmuş. “Three Knolls Massacre” olarak bilinen bir tür kırım sonrası ve çevrede bulunan çiftçi – çobanlar tarafından tamamen yok olduklarına inanılmış. Ishi’nin 40 sene sonra Oroville’de ortaya çıkması herkesi şaşırtmış.
Ishi ortaya çıktıktan sonra kendi güvenliği için polis tarafından gözaltına alınır. Daha sonrasında California Berkeley Üniversitesi’nden Dr. Saxton Pope, Ishi’yle arkadaş olarak ona göz kulak olmaya başlar. Ishi Pope’a ok ve yay yapmayı öğretir, ikili birlikte California dağlarına avlanmaya giderler. Ok uçları için geleneksel olarak cama benzeyen volkanik kaya parçaları kullanan Ishi daha sonraları bira şişelerinin alt kısmından da ok uçları yapmaya başlar.
Ishi’nin anısına Oroville’de halen “Ishi Turnuvası” adıyla geleneksel okçuluk turnuvası yapılır.
Surma
Surmalar Etiyopya’nın batı köşesinde, Sudan sınırına yakın fazlasıyla izole bölgede yaşarlar. Yaşadıkları 45 km2’lik alan Surma-nya (Surmaland) olarak bilinir. Surmanya olarak adlandırılan bu ilginç bölge doğal güzelliği sebebiyle “Afrikalı Tibet” olarak da bilinir ve bazı halk şarkılarının sözlerine göre “Evrenin Sonu” tam da burasıdır.
Yaklaşık 40 sene önce bazı Ruslar’ın çocuk felci aşısı ile gelmeleri Surmaların “medeni?!” insanla son karşılaşması olmuş. Durum böyle olunca da geleneksel yaşantılarında pek bir değişiklik bulunmuyor.
Kangini Köyü’nün şefi bu karşılaşmayı “Çok aylar önce, beyaz tenli insanlar hava araçları ile gelerek ilaç getirdiler” şeklinde anlatır.
Köyde ortaya çıkan anlaşmazlıklar “Dunga” karşılaşmaları ile çözüm bulmakta. Başın üstünde dik olarak tutulan mızraklarla yapılan karşılaşmanın kuralları oldukça basittir. Mızrağın süngü gibi direk saldırı amaçlı kullanılması ve yatay konuma getirilmesi yasak. Eğer taraflardan birisi ölürse, öldüren tarafın ailesinden bir kadın ölen adamın ailesine verilir.
Vietnam’ın Ruc İnsanları
Quang Binh bölgesinin doğusundaki mağaralarda yaşamlarını sürdüren Ruc’lar ilk olarak Vietnam savaşı sırasından Kuzey Vietnam’lı askerler tarafından keşfedilmiş. Ruclar 17 farklı bölgede baştan başa 60 km’yi bulan muazzam düzenlenmiş mağara sistemleri inşa etmişler. Günümüzde kullandıkları mağaraların içinde Ruc topluluğunun sadece önde gelen yaşlıları dışında kimsenin bilmediği bir çok salon ve bölüm olduğu bilinmekte. İlk keşfinden bu yana Vietnam devleti Rucları başka bir yere taşımaya çalışmış fakat halen başarılı olamamış.
Pintupi
Batı Avusturalya’nın Gibson Çölünün çok uzak ve medeniyetten uzak bir bölgesinde yaşayan Pintupiler Avrupa – Avusturalya toplumları ile karşılaşan son aborjin topluluğudur.
1984 yılında topluluğun geleneksel çöl yaşamından vazgeçen son üyeleri Pintupi Dokuzları olarak bilinmekte.
Pintupi’ler kendi gelenekleri ile taşrada doğa ile uyum içinde binlerce sene yaşadılar. Türk – Altay mitolojilerinde “Kabulgan” olarak bilinen form – şekil değiştirme (metamorfoz) geleneklerini de bu süre içinde yaşatmayı başarabildiler.
Sentineller
Sentinel kelimesi hemen Matrix filmindeki insan avlayan makineleri hatırlatıyor değil mi? Burada bahsedilen Sentineller Dünya üzerinde yaşayan en izole topluluktur.
Bengal Körfezinde, Andaman Adaları çevresinde bulunan Kuzey Sentinel adası teknik olarak Hindistan sayılsa da ülke anlaşmaları ve sınırları burada son bulmakta. Hindistan açıklarına bu izole adada yaşayan topluluğa Sentinel adı verilmiş. Toplulukla iletişim kurmaya çalışan herkes pek de dost canlısı bir şekilde karşılanmamış. Bir grup Rus yer taraması yapmak için adanın üstünde helikopterle uçmuş ve oklar eşliğinde bir karşılamayla yüzyüze gelmişler.
Hiç bir iletişim kurulmamış olan Sentineller hakkında bir öngörüye sahip olmak oldukça zor. Görünüşe göre yaklaşık 300 kişilik bir nüfusa sahip olan Sentineller yaklaşık 60,000 sene önce Afrika’yı ilk terkeden insanların torunları olabilir. Sahip oldukları dil Sentineller’in dışardan bir toplulukla binlerce sene hiç bir iletişimde bulunmadığını göstermekte. Hindistan devleti de yakın bir geçmişte iletişim kurma çabalarına bir son vermiş. Sentineller tüm bu sebeplerden dolayı Dünya’daki en izole toplum olarak kabul edilmekte.
Ben de medeniyetten uzaklaşmak istiyorum , Bu insanlar ilk insanlar gibi sadece doğayla iç içe , karınlarını doyurup , hayatta kalmaya bakıyorlar..Şehir insanı iş , çevre , eğitim , rekabet , trafik vb bir çok sorunla boğusurken , onların yaşamı basit bir temel üstüne kurulu .
İşin acı tarafı bizler medeni olduğumuzu iddia ederken o kadar da basit bir hayatı yaşayacak bilgiye maalesef sahip değiliz.
Benim hayalimdir bu…Ama medeniyet bizi terk etmiyor biz onu terk etsekte…Bir gün yapacağım ama evlenmeyecegim ve gideceğim buralardan…belkide başka bir gezegene.. kim bilir…
Sentinelleri Matrix’ten biliyoruz ama bir topluluk olarak hiç duymamıştım. Tabi bu sanırım yine bizim olara taktığımız bir ad.
Sırt çantamızı alıp oraya gitsek ne olur acaba? Canibal olmaları muhtemeldir.
Uygun bir sponsorluk bulabilirsek neden olmasın tek tek tüm bu toplulukları ziyaret edip bir çaylarını içer, lokum hediye ederiz 🙂