Avrupa’nın ünlü hac rotası Camino de Santiago benim de yürümeyi çok istediğim, oldukça keyifli, basit bir yürüyüşten fazlasını barındıran bir yol. Geçen sene katıldığım Gezgin Zirvesi‘nde de sevgili dostum Dicle Doğan bu yoldan, deneyimlerinden bahsetmişti. Zirvenin ardından bir süre sonra sosyal medyada gördüğüm, Uğur ve Çiğdem’in Camino de Santiago seyahatiyle ilgili bir yazıyı okudum. Bunun üzerine Uğur ve Çiğdem’e bu yolculukları ile ilgili yazılı röportaj yapmayı teklif ettim. Sorularım verdikleri yanıtları, yolculukta karşılaştıkları ve Camino hakkında düşündüklerini bu yazıda okuyabilirsiniz.
Yazının sonunda her zaman olduğu gibi web sitelerine bağlantıyı bulabilirsiniz.
Merhaba sevgili Uğur ve Çiğdem;
Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Uğur ve Çiğdem? Ne iş yapar, nerede yaşar?
Merhaba. Ben Çiğdem. Şu an için İstanbul’da yaşıyoruz ama birkaç ay içerisinde güneye yerleşeceğiz. Asıl mesleğim Matematik öğretmenliği ama bunun yanında 7 yıldır da aktif olarak Pilates Eğitmenliği yapıyorum. Sporu ve doğayı çok seviyorum. En büyük tutkum seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmek.
Ben Uğur. Lisede matematik öğretmeniyim. Matematik, yemek yemek, spor ve doğa en büyük tutkularım. Hayatımdaki kırılma noktalarını her zaman seyahatlerim oldu ve zaten o seyahatlerden birinde Çiğdemle tanıştım. O zamandan beri de yeni rotalarımızı beraber keşfediyoruz. Hayatta insanların önceliklerinin her zaman mutlu olmaları olduğunu düşünüyorum. Neyden mutlu oluyorsan bul ve onu yap!
Şu anda tam olarak neredesiniz? Bulunduğunuz yeri ve bugünlerde neler yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?
Şu anda İstanbul’dayız. 4 yıldır İstanbul’da yaşıyoruz. İkimizin de sabit işleri olduğu için yılın büyük çoğunluğunda düzenli ve yerleşik bir hayatımız var. Ama çok yerinde durmayı seven insanlar olmadığımız için öğretmenliğin iyi bir artısı olan tatillerimizi güzel değerlendirmeye çalışıyoruz. Yaz tatili ve yarıyıl tatillerinde uzun seyahatler planlıyoruz. Hafta sonları da havalar müsait olduğu ölçüde kendimizi doğaya atıp kamp yapıyoruz.
Bu sıralar yaptığımız şeye gelecek olursak; bizim tam olarak harekete geçtiğimiz zamanlara geldik şu an aslında. Çünkü kış bizim için dinlenme ve ev modu demek. Bahar geldiği anda tam bir kaplumbağa oluyoruz diyebiliriz. Yeni rota hazırlıkları, haftasonu kampları, bolca aktivite planları başlıyor yılın bu döneminde. Şimdi de Haziran ayında yapacağımız Fas seyahati için hazırlıklara başladık. Onun heyecanındayız.
Sözlükte veya ansiklopedilerde yazan tanımları gözardı ederek “YOL” ve “YOLCULUK” kelimeleri için kendi tanımınızı yapar mısınız? Bu kelimeler sizin için ne anlama geliyor?
YOL; bizim için yeni heyecan, taze kan demek. YOLCULUK’u ise hayatın play tuşu olarak tanımlayabiliriz.
Camino de Santiago’ya Uzanan Yol
Camino de Santiago yoluna karar vermeniz biraz tesadüf olmuş. Bunu kısaca anlatabilir misiniz?
Aslında şöyle oldu. Biz her yaz bir gezi planı yapıyoruz ve hazırlıklarına da ekonomik olması için oldukça erken başlıyoruz. Geçen yaz için de gezi planımızı Ocak ayı gibi yapmıştık ve Orta Avrupa bölgesini gezeceğimiz 20 günlük bir rota çizdik ve gerekli bütün hazırlıkları tamamladık. Uçak biletleri, hostel rezervasyonları vs. her şey hazırdı. Tek bir şey eksikti; heyecan. Evet her şeyi planlamamıza rağmen yaptığımız rota bize heyecan vermiyordu sanki ve bir türlü içimize sinmiyordu. Çünkü Avrupaya ikimiz de daha önce 2-3 kez gitmiştik ve son seyahatimiz olan Tayland gezimizden sonra da artık farklı bir kültür ve doğayı keşfetmemiz gerektiğini anlamıştık.
Biz yaz planımıza ısınmaya çalışırken bir arkadaşımız Gezgin Zirvesinden bahsetti. Ve biz de başvurduk ve ikimize de uyan bir oturuma katıldık dinleyici olarak. Hatta aslında dinlemek istediğimiz oturum değildi katıldığımız ama zamanımız ona uyduğu için o oturuma katıldık. Neyse biz gittik Gezgin Zirvesine ve orada konuşmacı olan, tek başına yürüyerek seyahat eden Dicle Doğan bizim ilgimizi çekti. Anlattıkları merak uyandırdı. Yürüyüşlerinden bahsederken Hac yolları diye bir şey söylüyordu ama biz ikimiz de hac yolunu daha önce hiç duymamıştık. O akşam eve geldik ve hac yolu neymiş diye internetten araştırdık. Sonra Camino de Santiago yoluyla ilgili film olan The Way’i izledik ve gecenin sonunda dedik ki: Biz bunu yapmalıyız kesinlikle.
Ardından birkaç gün içinde bütün gezi planımızı iptal ettik. Hatta uçak biletlerimizi iptal edilemez aldığımız için yakmak zorunda kaldık ama hiç gözümüzde değildi açıkçası çünkü aradığımız kanı bulmuştuk resmen. Sonra sosyal medya üzerinden Dicle’yle iletişime geçerek ona durumu anlattık ve Dicle’yle buluşup tecrübelerini dinledik, teknik anlamda tavsiyeler aldık ve içimiz kıpır kıpır, ağzımız kulaklarımızda yürüyüşe başlama tarihimizi bekledik.
Camino de Santiago yolunu yürümeye karar vermeden önce kampçılık ve doğa yürüyüşü hakkında bir deneyiminiz, eğitiminiz var mıydı? Yoksa yaşayarak öğrenmeyi mi seçtiniz?
Kamp konusunda tecrübeliyiz. Yıllardır her fırsat bulduğumuzda kampa gidiyoruz. Ama yürüyüş anlamında uzun bir yürüyüş tecrübemiz olmamıştı daha önce. Sadece günübirlik trekkingler yapmıştık. Bir de yürüyüşe karar verdikten sonra bir kez sırtımızda çantalarla 20 km’lik bir deneme yapmıştık sadece.
O yüzden bu konuda gerçek anlamda her şeyi yaşayarak tecrübe ettik diyebiliriz.
Camino de Santiago sıradan bir yürüyüş yolu değil, çok sayıda insanın ruhani kazanımlar için yürüdüğü bir rota. Burada karşılaştığınız, hayatınıza bir şekilde dokunan kimseler oldu mu?
Yolu yürüyen o kadar farklı insan var ki. Konuştuğunuzda hepsinin hikayesi kendine özel aslında. Ama bizi en çok etkileyen yolu yürüyen yaşlı insanlar oldu. 70-80 yaşında bazıları tek başına, bazıları eşleriyle veya partnerleriyle yolu yürümeye gelmişler. Bizim ülkemizde maalesef alışık olduğumuz bir manzara olmadığı için biz o sağlıklı ve pes etmeyen yaşlıları her gördüğümüzde hayran hayran izledik. Fırsat buldukça sohbet ettik, hikayelerini dinledik. Onları gördükçe kendi hayatını daha da sorguluyor insan. Ruhuna ve bedenine iyi bakarsan 80’ine geldiğinde de istediğin şeyleri denemek için inancın da gücün de olabileceğini gösterdiler bize.
Bu uzun yolculuk sırasında zorlandığınız anlar mutlaka olmuştur. Bu zorlukları ve nasıl aştığınızı paylaşır mısınız?
Bizim en büyük avantajımız birlikte olmamızdı aslında. İkimizin de çok zorlandığı anlar oldu. Mesela ilk gün ben (Çiğdem) o kadar çok zorlandım ki olmayacak sanırım dedim. Tek olsaydım motive olmam daha zor olabilirdi. Bir de en başta sırt çantalarımız olması gerekenin 2 katı ağırlıktaydı ve 3., 4. günde dizlerimiz patladı. Yürüyemez hale gelmiştik diyebilirim. Öyle anlarda inancını ve gücünü daha çok sorguluyor insan. Ama kriz anında mantıklı davranıp çözüm odaklı olmak gerek. Biz de 4. günde çantamızdaki ağırlıkları azaltıp olması gereken kiloya indirdik. Sonrasında her şey daha kolay oldu. Aynı ağırlıklarla devam etseydik yürüyüşü tamamlayamazdık muhtemelen.
Daha sonra Uğur ayaklarıyla ilgili ciddi sıkıntı yaşadı. Sürekli su topladı. Bir de yürüyüşün ortalarına doğru bir böcek ısırdı ve tüm vücudu kabardı. Ayaklarının üstüne bir de o gelince birkaç gün Uğur için tam bir eziyetti diyebiliriz. Ama böyle anlarda hep birbirimize destek olduğumuz için bir şekilde atlattık o anları. Bir de ikimiz de çabuk pes eden insanlar değiliz. Bu yüzden gaza gelmek ve direnmek konusunda içsel motivasyonumuz da fena değildir.
Yolun bizim için zorluklarından birisi de Türkçe kaynak eksikliği oldu. Yol bizim ülkemizde popüler olmadığı için Türkçe bir rehber yok maalesef. Yürüyen herkes ellerindeki kitaplardan edindikleri bilgiler doğrultusunda rahat hareket edebiliyorlardı. Bizim ise elimizdeki tek kaynak gün gün oluşturulmuş eğim-km haritası ve şehirlerdeki hostel isimlerinin yazılı olduğu listeydi. Durum böyle olunca bol sürprizli ve bilinmezli bir yolculuk oldu bizim için. Tabi ki onun da eğlencesi ve heyecanı başkaydı ama bu konuda bizim ülkemizde kaynak eksikliği var. Bu yüzden yazmayı da sevdiğim için yürüyüş boyunca bolca günlük tuttum ve notlar aldım. Yavaş yavaş onları toparlayıp yarı anı kitabı yarı rehber tarzında bir kitap yazmaya başladım. Yolu yürüyecekler için güzel bir yol gösterici olmasını umuyorum.
Camino de Santiago Sonrası
Camino’dan dönünce uzun mesafeleri yürümenin faydası, zararı oldu diyebilir misiniz? Açıklarsanız sevinirim.
Çirkin amele yanıkları dışında bir olumsuzluğu olmadı aslında bizim için.
Evet içindeyken çok zor zamanlarımız oldu. Ağrıdan canımızın çıktığı günler çoktur mesela. Ama hepsi geçiyor ve geriye dönüp baktığında acılardan ziyade mutlu anları, o başarının verdiği hazzı hatırlıyorsun sadece. Tabi ikimiz de birkaç kilo verdik bu yürüyüşte. Bu da bizim için olumsuz bir durum sayılmaz.
Olumlu yanına gelecek olursak artık hiçbir mesafe gözümüzde büyümüyor.
Biraz özeleştiri yapmanızı isteyeceğim. Yaptığınız yolculuklar sonrasında hayatınızda, davranışlarınızda, huyunuzda olumlu veya olumsuz bir değişiklik olmuştur diye düşünüyorum. Yolculuk öncesi ve sonrası gözlemlediğiniz değişimler nelerdir?
Bu sorunun cevabı oldukça uzun aslında. Öncelikle hayatımıza ve yaşam şeklimize bakış açımız değişti. Ama hayatımızdaki en büyük değişiklik sosyal medya oldu. Yürüyüşten önce Uğur Twitter ben de Instagram bağımlısıydım. Uğur gündemi twitterden takip ediyordu ben de instagramda gezi, spor, yemek tecrübelerimi paylaşıyordum. Hatta bu konuda küçük çaplı bir çevrem de vardı diyebiliriz. Ama ikimiz de biraz bu durumdan rahatsızdık ve yürüyüşe çıkmadan önce yürüyüş boyunca sosyal medya kullanmama kararı aldık. Amacımız bu yolculuk süresince gerçek anlamda tamamen doğayla, kendimizle ve birbirimizle olmaktı. İlk günler yadırgasak da birkaç gün sonra aklımıza bile gelmedi diyebiliriz. Sonrasında acaba dönüşte sosyal medya kullanma olayına bir sınır getirip haftada 1-2 gün mü kullansak diye düşünürken yürüyüşün sonunda hiç kullanmayabilirize kadar geldik. Sonuç olarak şu an ikimiz de sosyal medya kullanmıyoruz ve bundan dolayı da gayet mutluyuz.
Bunun dışında minimalist bir yaşam tarzının kesinlikle bizi daha çok mutlu ettiğini farkettik yürüyüş boyunca. Döndükten sonra da bunu hayatımızda uyguladık ve hala da devam ediyoruz. Gereksiz tüketimden kaçınmaya çalışıyoruz artık. Çünkü 3 tişört ve 2 şortla 1 ay yaşayabildiğimizi gördükten sonra dolaptaki eşyaların ne kadar fazla olduğunu anlıyor insan.
Ben (Çiğdem) kendi adıma sınırlarımı bugüne kadar gerçek anlamda hiç zorlamadığımı ve zorladığımdaki potansiyelimi farkettim.
Bir de yürüyüşte en çok yaptığın şey düşünmek oluyor. Bunun için bolca zamanın var çünkü. Her şeyi düşünüyorsun ve sorguluyorsun. İşte o anlar biz de birçok farkındalığın oluşmasını sağladı diyebiliriz. İnsan her yolculukla değişiyor ve dönüşüyor ama bu yolculuk içinden yeni bir sen daha doğuruyor diyebiliriz.
Camino dışında bugüne kadar gezdiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyen neresi oldu?
Camino de Santiago dışındaki favorimiz Tayland’dı. Özellikle deniziyle Phi Phi Adası ve doğal güzelliğiyle de Pai bizi en cezbeden yerleri oldu.
Son olarak bu söyleşiyi okuyanlara iletmek istediğiniz bir şeyler var mı?
Genelde çevremizdeki insanlarla konuştuğumuzda gelen tepki herkesin bunları düşünüp istediği ama birçoğunun yapamadığı şeyleri bizim yaptığımız. Biz bu düşünceyi çok anlayamıyoruz aslında. Çünkü bu bir öncelik meselesi. Sizin için neyin önemli olduğuyla alakalı. Bizim için gezmek, yeni yerler keşfetmek, farklı tecrübeler edinmek en büyük keyif. Bu yüzden de hayatımızı ve planlarımızı o doğrultuda şekillendiriyoruz ve eğer bir şeyi kafamıza takmışsak olana kadar da pek peşini bırakmıyoruz. Doğal olarak gerçekleşmesi de kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden eğer bu yazıyı için kıpır kıpır okuyorsan kalk yerinden ve gerçekten istediğin şeyi bulup elde edene kadar da peşini bırakma. Mutlaka olacaktır. Yeter ki vazgeçme. En güzel tarafı da sen o hayallerinin kapısını açtıkça yepyeni, daha büyük kapılar çıkacak karşına. İşte hayatın zevki de teker teker o kapıları açmak bize göre.
insanın hayallerini gerçekleştirmek için ilk adımı atma cesaretini kendinde bulmasıdır.gerisi tabiri caizse çorap söküğü gibi gelir.önemli olan ilk adımı atmak ve asla vaz geçmemek.bende camino de santiago yolunu 2024 ün ilk baharında gezmeyi planladım.ama bisikletle bu geziyi yapmak istiyorum.bisiklete binmeyi çok sevdiğim için vede yaya yürümeye yetecek zamanım olmadığı için bisikleti tercih ettim.ispanyada camino de santiago yolunu bisikletle gitmek için bisiklet kiralama mı yapmalı,yoksa bisiklet satın almakmı lazım.fiatlar nedir .ikinci el bisiklet de işime gelir.çünkü tamirinden anlarım.bu konularda bilgi verirseniz veya bilgisi olan kişiyi bildirirseniz çok memnun olurum.sağlıklar ,mutluluklar dileklerimle.
Merhaba,
Blogunu izliyorum. Bu haberi okuyunca aynı yolu yürüyen bir dostumdan sözetmek istedim. Yürüyüşünü ALS hastaları için ve kaybettiği yakını anısına gerçekleştiren Bedia Acar dostumuzun bloguna göz atabilirsiniz.
https://yasatmakicinadimat.blogspot.com/Selamlar